MAVi SÜRGÜN
Halikarnas Balıkçısı

En önemli eseri “Mavi Sürgün”dür.Çevirileri ve kitapları dolayısıyla kültür bakanlığı 1971 Devlet Kültür Armağanı verilmiştir.1973’te kemik kanserinden İzmir’de hayatını kaybetti.
Bazı insanların o kadar kötü ,talihsiz yaşamları olur ki , üzüntüyü belki de bu yaşam karşısındaki zaferlerinin ve mutluluklarını anlatmak isterler. İşte Halikarnas Balıkçısı’da bu insanlardan biridir.İstanbul’da güzel belki’de çok “routine”bir hayatı varken birden nedenini bile bilmeden İstiklal Mahkemesi tarafından tutuklanır ve bu tutuklanıştan sonra bütün hayatı tahmin edilemeyecek ölçüde değişir.
Kitabın Özeti:
Halikarnas Balıkçısı 30’lu yaşlardayken 1. Dünya Savaşının son yıllarıdır. İstanbul işgal edilmiştir. İşgal güçleri İstanbul’da yerel halka çok kötü davranır. Halikarnas Balıkçısı İstanbul’un eski havasını arar. Bunun için bir şeyhin altındaki bir topluluğa üye olur,bazı gazetelerde ve dergilerde yazılar yazar ama ne yaparsa yapsın halk çok kötü durumdadır, hayat çekilmez hale gelmiştir. Günler böyle geçerken birgün Halikarnas Balıkçısı evde dinlenirken kapıya sivil polisler gelir ve Halikarnas Balıkçısını tutuklarlar. Neden tutuklandığını bile öğrenmeden onu yürüyerek karakola götürürler. Halikarnas Balıkçısı için bu yürüyüş bir işkencedir çünkü içine bir daha evine dönemeyeceği doğar. Gerçekten de öyledir Halikarnas Balıkçısı uzun bir süre daha o evi göremeyecektir. Yoldayken yanındakilerden istiklal mahkemesine gideceğini öğrenir ve bu da onun için ikinci bir şoktur çünkü İstiklal Mahkemesi'ne gidenler asla basit bir suçla cezalandırılmazlar. Karakolda bir gece kaldıktan sonra Haydarpaşa Garı’na Ankara trenine giderler. Haydarpaşa Garı’nda kendisiyle aynı suçtan yargılanan eski bir arkadaşı olan M.Zekeriya’yı görür ve bir nebze de olsa rahatlar.Çünkü en azından ne suçundan yargılandığını öğrenir. O eskiden yazdığı bir yazıdan dolayı yargılanır. Sonra trene binerler. Aynı kompartımanda kalırlar. Bu sürede Halikarnas Balıkçısı çok rahatlar çünkü Zekeriya birkaç hafta sonra geri döneceklerini söyler. Ertesi gün Ankara’ya varırlar oradan polis merkezine götürülürler. Akşama kadar polis merkezinde kalırlar. Sonra oradan da Cebeci Hapishanesine götürülürler. Cebeci Hapishanesi o zamanlar yeni yapılmıştır koşulları çok kötüdür. Bu kötü koşullarda bir kaç gün kaldıktan sonra İstiklal Mahkemesi'ne götürülürler.İstiklal Mahkemesi'nde bazı resmi işlemlerden sonra tekrar hapishaneye götürülürler. Yine birkaç gün kaldıktan sonra mahkemeye yargılanmak için götürülürler. Mahkemedeki uzun, stresli ve kasvetli kararın sonunda Halikarnas Balıkçısı’nın ve Zekeriya’nın sürgün edilmesine karar verilmiştir. Zekeriya Sinop’a, Halikarnas Balıkçısı da Bodrum’a 3 yıl sürgün cezası verilmiştir. Halikarnas Balıkçısı bu olaya çok sevinir çünkü daha ağır hatta idam beklerken sadece 3 yıllık bodrum sürgün cezası verilmiştir. Mahkemeden sonra tekrar hapishaneye götürülürler. Birkaç hafta geçtikten sonra Zekeriya hapishaneden sürgüne çıkar. Ama Halikarnas Balıkçısı hala gönderilmemiştir.Ve Zekeriya Sinop’a ulaşmışken Halikarnas Balıkçısı hala Cebeci Hapishane’sindedir. Aradan birkaç ay geçtikten sonra Halikarnas Balıkçısı'na da yola çıkacağı haberi verilir. Ertesi gün hapishaneden çıkarlar ve Ankara Garı’na giderler. Bir kompartımana girerler. Uzun bir tren yolculuğundan sonra tren Afyon’a varır.Afyon’da harçlık almak amacıyla inerler. Bir gece bir bakkal dükkanında kalırlar. Ertesi sabah hükümet dairesine giderler. Ancak üçüncü günde parayı alırlar. Ertesi gün trene binerler. İki gün sonra İzmir’e varırlar. İzmir’de yaklaşık yirmi gün kaldıktan sonra trenle Aydın’a yola çıkarlar. Aydın’a vardıktan birkaç gün sonra otobüsle Çine’ye giderler. Birkaç gün sonra oradan otobüsle Muğla’ya giderler. Uzun bir süreden sonra Muğla’dan Milas’a giderler. Bir hafta sonra nihayet Milas’tan Bodrum’a yola çıkarlar. Uzun ve yorucu bir yolculuktan sonra Bodrum’ varırlar. 10-12 gün diye beklenen yolculuk yaklaşık 4 ayda biter. Halikarnas Balıkçısı Bodrum’da kaymakamlık binasına gider. Bodrum kalesinde değilde Bodrum’da kalacağını öğrenince çok sevinir.Bodrum’u kaymakamla beraber gezerler. Çok mutlu olur çünkü herkes ona sürgün cezası almış bir suçlu gibi değil de normal bir insanmış gibi davranır. Kaymakamla birlikte gidip Halikarnas Balıkçısı’na bir ev kiralarlar. Halikarnas Balıkçısı birkaç gün boyunca evinde halini düşünür ve depresyona girer. Birkaç gün sonra üzüntüsü azalır ve yavaş yavaş aslında Bodrum’un çok güzel bir yer olduğunu fark eder. Her gün Bodrum’u ve Bodrum Kalesi’ni gezer, balık tutar, sahilde yürür, insanlarla tanışır, onlara bir şeyler öğretir ve bunlar gibi çok şey yapar. Artık o da bir Bodrumludur, artık Bodrum’u çok sevmiştir. Birkaç ay sonra eşi ve çocuğu Bodrum’a gelir. Bodrum’da geçen uzun ve güzel günlerden sonra sürgünün 1,5 yılı dolmuşken tam da Halikarnas balıkçısı ölümüne kadar Bodrum’da kalmayı planlarken İstiklal Mahkemesi Halikarnas Balıkçısını geri kalan cezasını İstanbul’da geçirmesine karar verir. İstiklal Mahkemesi bu kararı bir ödül olarak vermişken Halikarnas Balıkçısı bu kararı çok kötü bulur. Ama mecburen İstanbul’a gider. İstanbul’dayken Bodrum’a gitmek için planlar yapar. Bodrum için tohumlar, kitaplar ve olta takımları alır. 1,5 yıl sonra sürgün biter ve Bodrum’a gider. Artık o çok mutludur. Çünkü büyük İstanbul sürgünü bitmiştir. Halikarnas Balıkçısı ailesiyle birlikte Bodrum’a varınca kendilerine bir ev yapar. Aldığı tohumları tüm Bodrum’a diker. Aldığı olta takımlarını dağıtır balıkçılıkla ilgili yeni yöntemler gösterir. Aldığı kitapları da kullanarak Bodrum’da olmayan bitki türlerini getirir. Artık asıl hayatı başlamıştır. Bodrum’da çok mutludur. Ve yıllar geçmiştir Halikarnas Balıkçısının çocukları büyümüştür ama Bodrum’da okul yoktur, savaş dolayısıyla her şey pahalılaşmıştır. Artık uzun ve güzel Bodrum günlerinin sonu gelmiştir. Halikarnas Balıkçısı ve ailesi İzmir’e giderler…
Gerçekten güzel bir özetti, teşekkürler.
YanıtlaSilAdamsın yarınki özet odevime yardımcı sağol
YanıtlaSilSağol kadaş 10 numaya 5 yıdıs
YanıtlaSil